Formula 1 oyun serisinin yenisi Ağustos’ta raflarda olacak, peki yarış oyunlarının hiç yoktan nasıl var olup milyonlarda dolarlık bir endüstriye dönüştüğünü ve gelecekte profesyonel yarışlar için ciddi bir ortam haline gelme potansiyeli olduğunu merak ediyor musunuz?
Bu yazıda yarış oyunlarının geçmişindeki bazı dönüm noktalarına değiniyoruz.
1. Oyun türünün şafağı
https://www.youtube.com/watch?v=wNX6doP6EpE
Yarış oyunları 1970’lerin ortasında dünyaya ilk adımını attı ve bunların ilkleri Gran Trak 10 (önceki dokuzu nerede diye sormuyoruz) ve Speed Wheels idi. İkisi de direksiyonları ve pedalları olan arcade oyunlarıydı, yani eğlencelikti. 1976’da tam yarış koltuğu, direksiyona ve pedallara sahip ve resmi olmayan bir F-1 oyunu ortaya çıktı ve 1978 yapımı korku filmi Dawn of the Dead’ile meşhur oldu.
2. İlk yarış simülatörü
1984’de ortaya çıkan REVS oyunu Formula 3 araçları üzerine kurulu ve aerodinamik ayar seçenekleri ve bazı komik isimli karakterlere sahip (mesela Willy Swerve) bir oyundu. Beş yıl sonra Electronik Arts Indianapolis 500: The Simulation adlı oyunu piyasaya sürdü ve oyunda sürüklenme, lastikler, yakıt ve yükseklik değişikliklerini bulunuyordu. Oyun tam teşkilatlıydı, antrenman haftası, sıralama ve 200 turluk yarışı içeriyordu.
3. İlk Formula 1 oyunu
1992’de yarış oyunları seviye atladı, bu arada dünya çapında ünlü olan ilk Super Mario Kart oyununu da es geçmeyelim, ancak konumuz gerçek dünya pistlerine sahip Formula One Grand Prix oyunu. Oyunda ciddi bir ayar menüsü ve yarış mekaniklerinin gerçek bir uyarlaması yer alıyordu. Yarış simülasyonları altında bir alt kategori doğmuştu ve Sega 1994’te Rally Championship’i çıkardıktan sonra Codemasters dokuz İngiliz pisti ve sekiz takıma sahip TOCA Touring Car Championship oyununu piyasaya sürdü.
4. Yarışı sokaklara taşımak
Gerçek yarış simülasyonlarının pazarı 1990’ların sonu ve 2000’lerde genişlememeye başladı ve oyun geliştiricileri en pahalı yol otomobillerini de bu olaya dahil ettiler. 1997’de ortaya çıkan Gran Turismo serisi bugüne kadar giderek güçlenerek devam ediyor. Oyun türü hikaye temelli Burnout, Driver ve Need for Speed serileri ile bölünse de, Gran Turismo 2005’te piyasaya sürülen Forza Motorsport ile ana rakibi ile karşılaştı.
5. Online yarışlar
Online oyunlardaki gelişmeler ile birlikte oyuncular dünyanın diğer taraflarındaki diğer oyuncularla mücadele edebilmeye başladılar. Nissan’ın GT Academy’si gibi programlar Jann Mardenborough ve Lucas Ordonez gibi profesyonel yarış kariyerlerine yardımcı oldular. Bu, The Crew ve Driveclub serileri ile birlikte gerçekleşmeye devam ediyor.
6. Yeni bir çağ
Online mücadeleler markalar ile birlikte McLaren gibi yarış takımlarının da dikkatini çekiyor. McLaren, ‘Dünyanın En Hızlı Oyuncusu’ adındaki bir yarışma düzenliyor ve galibi Formula 1 takımında simülatör pilotu olarak çalışacak. eSports adı verilen online mücadeleler giderek gelişiyor. Motorsport Manager futbol temelli kardeşinden ilham alarak takımlara taraftarlarıyla yeni iletişim yöntemleri kurmaları için ve yeni sponsorluklar edinmeleri için fırsatlar veriyor. Artık bir sonraki Fernando Alonso olmaya bu şekilde yaklaşabilmek mümkün.
Toca Race Driver’da sağlamdı haaa. 😀 P4 makine ile fan sesi eşliğinde oynardım. 😀
İşte onun yenisi GRID Autosport 😀 Oynadıydım ya hani.
Ahanda: 1 – 2 – 3 – 4
Ne oynamışım la 😀
Autosport’ta güzel de Toca’nın da yeri ayrı tabi. 🙂
Vay be. Yalnız 3 numaranın sesi F1 2016’dan daha iyi çıkıyor 😀
Zamanında 16 Mhz’lik, 1 MB RAM’li 80286 bilgisayarımda şunu oynadığımı hatırlıyorum;
https://www.youtube.com/watch?v=fysoXmhtWy0
Eski yarışçılardan kim kaldı be 😀
😀
Hey be görüntülere bakınca nereden nereye geldiğimiz apaçık ortada…