Kiminin şansızlığıdır belki birinin varlığı…
Perry, Garcia’nın şansızlığıdır Tiger’ın (Woods) var olması. Criville, Biaggi için Doohan’ın varlığı. Federer için Nadal’dır. Ronaldo ve diğerleri için belki Messi. Herkes için mutlaka Jordan. Ali Clay için Marciano…
Mika ve Kimi için onun yarışıyor oluşu. Birçokları için memnuniyet olabilir onu tanımış olmak. Bazıları için hüzün olabilir tarihi alt üst edişi. Fernando’yu daha yüce yapan onun varlığıdır belki.
Biri olmasa daha iyi kariyer yapabilirdi diğerleri…
Mika’yı değerli kılan, onurlu rakip yapan yine Michael’ın tanışabilmiş olmasıdır onunla. Felipe ve belki Nico’nun şansı talebe olabildiğidir ona.
Ama mutlaka Profesörün şansızlığıdır Ayrton,
Niki için olmasaydı Hunt,
O kadar inatçı olmasaydı Enzo,
Ah Clark ve Hill,
Fangio varken Ascari….
Birileri tarih yazar diğerleri ancak ona uyar. Her zaman 1 kazanan vardır ama her zaman kazanamaz, herkes.
Ama mutlaka Profesörün şansızlığıdır Ayrton.
Bence profesörün en büyük şansızlığı Balestre. Ne 84’te ne de 89’da aldığı kararlar hiçbir şey kazandırmadı ona.
Balastre Senna’nın şampiyonluklarını yedi. Milliiyetçi pisliğin tekiydi. Prost’un şansı Fransız olmasıydı. Senna’ya yapmadıklarını bırakmadılar. Senna belgeselini izlemediysen bir bak derim 🙂
Ayrıca bir FIA başkanının aldığı kararların hiç bir pilota eşit olmayacak şekilde iyi veya kötü etkisi olmamalı,
Eline sağlık abi. Anlayana..
cık cık >:-\
öyle denmez ayıp 🙂 biz bizeyiz burada
Böylemi diyeyim abi ; Bizim F1 milleti çok sever uzun uzun içi boş yazıları. 🙂
🙂
bu öyle bi yazı değil ama. zamanında aklıma düşünce fb un notlarına yazmıştım.
Yarım kalmaktan çok, anlamlı ve belkide ileride gelecek köşe yazılarının habercisi gibi 🙂 Eline sağlık.
yarım kalmış bir köşe yazısı gibi olmuş
Eyw. Epey vakit önce bir anda karalanan deneme-sohbet-günlük arası öylesine birşeydi.
Şu birinin şansızlığıdır başkasının şansı yahut varlığı ifadesini ben çok sık kullanırım. Mesela son günlerde ki mevzum yine yeni yeniden F40 GTE’nin şansızlığıdır F1 GTR var oluşu üzerine geçiyor :p
Eee öyle galiba. Yoruma yazarken destan, köşe yazısında şiir 🙂 Belki de bu yazının bu kadar olmasının gerekmesindendir…
🙂